
Benzersiz hayat tarzı, leziz mutfağı, hareketli gece hayatı, cezbeden modası ve dünyanın farklı köşelerinden her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırladığı görkemli meydanlarıyla Roma, bizlere heyecan vermeye devam ediyor. 36 saatliğine de olsa bu serüvenin bir parçası olmak ve Roma’nın tarihi izleri arasında kaybolmak istiyorsan, başlıyoruz.
09.00 Benvenuti a Roma
Türkiye’deki hava yolu firmalarının da kullandığı iki havalimanı bulunuyor Roma’da. Eğer sen de bizim gibi Fiumicino (Leonardo Da Vinci Havalimanı)’nı kullanacaksan, kolaylıkla tren ya da omnibusla Termini Tren İstasyonu’na ulaşabilir, buradan da hareketli Roma gezine başlayabilirsin. Basit ve anlaşılır, bir hayli de eğlenceli bir metro ağı olan Roma’da, ilk durağımız tabii ki Kolezyum!
10.30 Roma’nın ikonik güzelliği: Kolezyum
Flavium Hanedanlığı döneminde yapılan ve bu nedenle Flavium Amfitiyatrosu olarak da bilinen Kolezyum, Roma’da görülmesi gereken ilk turistik cazibelerimizden. Roma’nın en çok turist çeken yapılarından biri olan bu yapı, M.S. 80 Yılı’ndan beri ayakta ve Colosseo Metro İstasyonu’nun hemen yanında yer alıyor. Biraz ilerisindeki Antik Roma’nın eski ticaret ve hukuk merkezi olan Roman Forum, tapınaklar ve bazilikalar ise tam bir antik roma panayır alanı oluşturuyor.
13.00 Pizzasıyla ünlü ama…
Roma her ne kadar pizzası ve dondurmasıyla efsaneleşmiş bir yer olsa da, günün ilk öğünü için sana daha hafif ama hepsinden lezzetli bir önerimiz var: Likeat (Corso Vittorio Emanuele II 310). Elleriyle hazırladıkları eşi benzersiz sandviçleriyle damaklarımızı mest eden bu lezzet, ufacık bir dükkanda oldukça hızlı ve kaliteli sunuluyor. Öğle vakti çabucak bir atıştırma niyetindeysen, kesinlikle doğru yerdesin.
14.00 Yürüyerek başka bir ülkeye geçme keyfi: Vatikan
Vatikan, Roma’nın şaşalı bir köşesinde bulunan ve kendine has, dünyanın en küçük yüz ölçümüne sahip olan bir devlet. Ama ona sadece bir devlet deyip, öylece havada bırakmak aptallık olurdu herhalde. Vatikan, başlı başına; boylu boyuna bir müze, bir sanat galerisi ve burayı görmek için saatlerce kuyrukta bekleyerek onu hak etmek gerekiyor. Ülkeden içeriye adım atar atmaz Rönesans Dönemi’nden günümüze uzanan heykelleri ve resimleri, kutsal emanetleri ve Mısırlılardan ulaşan sanat eserlerini görebilirsin. Raphael Odaları, Museo Pio Clementino, Pinacoteca mutlaka görmen gereken, büyüleyici bölümlerden bazıları.
17.00 Dondurmayla serinleyin
Dondurma yemek için Roma’da onlarca, yüzlerce hatta belki de binlerce seçenek var ve bunların arasından en iyisini bulmak bir uzman işi. Eh, biz dondurma uzmanı değiliz hatta Roma’da yediğimiz her dondurmanın bize olağanüstü lezzetli geldiğini söylesek, samimi davranmış oluruz. Ama yine de Vatikan’a yakın, on numara bir dondurmacı bulduk diyebiliriz: Gelateria Old Bridge (5 Viale dei Bastioni di). Küçük porsiyonlarının bile bir hayli büyük olduğu, birbirinden leziz gelatolar hazırlayan ve bizce konum/fiyat/kalite dengesi olağanüstü olan bir dondurmacı. Kuyrukta beklemeye değer!
18.00 Salaş bir İtalyan Mutfağı’na ne dersiniz?
Mutfak dediysek, gerçekten bir mutfak. Ufacık bir dükkan, hatta dediklerine göre restoran belgeleri dahi yok, ama buradaki samimiyet ve lezzet de Roma’da başka bir yerde yok. Trevi Çeşmesi’ne çok yakın bir bölgede yer alan La Prosciutteria Trevi, leziz İtalyan atıştırmalıklarını ve şaraplarını büyük bir tutkuyla hazırlıyor. Şarapları muhteşem ve fiyatlatı uygun; peynir ve etleri ise ölünesi leziz. Hafif ve keyifli bir akşam yemeği için kesinlikle Roma’daki en iyi seçeneklerden biri. (Via Della Panetteria, 34)
20.00 Sokak sanatçılarıyla tanışın
Roma’da sanatı günün her anı, her vakti yaşayabilirsiniz ancak sokak sanatçılarının hepsini bir arada görmek için akşam vakti Piazza Novana görsel bir şölen sunuyor. Kendini sakin, ferah ve mutlu hissedeceğin ancak bir o kadar da sanat ve sanatçıyla içiçe olacağın bir meydan burası. Kimi sadece birkaç dakikada portreni çizerken, kimi şarkı söylüyor ya da dans ediyor. Etrafında her biri bu meydana bağlanan daracık ara sokaklarda da yine leziz restoranlar ya da dondurmacılar keşfedilmeyi bekliyor. Ayrıca meydanda Bernini’nin tasarladığı Fontana dei Quattro Fiumi görülmeye değer bir çeşme. Roma’ya gidip de bu meydanı görmemek olmaz.
21.00 Meşhur merdivenler
Trinita dei Monti Kilisesi’ni Piazza di Spagna’ya bağlamak için yapılan İspanyol Merdivenleri; kavisleri, terasları ve renkli akşamıyla kentin en göz alıcı yapıtlarından biri. Civar marketlerden bir şişe şarap alıp dostlarınla burada keyifli bir akşam geçirebilir, yalnızsan onlarca yeni dost edinebilirsin. Vaktin varsa, gece geç saatlerde bomboş ve sakin olan bu merdivenler, selfie çekmek için harika noktalardan sadece bir tanesi.
23.00 Müziksiz bir Roma akşamı olmaz
İtalyanlar’ın bu romantik ve tarihi şehrine gidip de, biraz caz dinlemeden dönmek olmaz. Gregory’s, tesadüfen bulduğumuz ufak ama caz müzik severler için olağanüstü bir bar. Kapısından içeriye adım atar atmaz kendini bir barda değil de, evde hissediyorsun. İnanılmaz cana yakın çalışanları var, bir süre sonra birlikte müzik dinlediğin dostların oluveriyorlar. Caz ve Blues seviyorsan bizce kaçırmamalısın.
01:00 Klasik bir deneyim: Artemide Hotel
Roma’da 10.000’e yakın konaklama için seçenek bulunuyor ve bunların arasında zevkine uygun bir otel bulmak gerçekten çok zor, çünkü genellikle bir çoğu dolu oluyor! Artemide Hotel, konumu ve kalitesiyle, yıllarca kazandığı tecrübeyle Roma’nın en iyilerinden bir tanesi. Odaları gayet temiz ve seyahatinde seni dinlendirecek herşeyi sunuyor. Ayrıca Termin İstasyonu’na sadece 5 dakika yürüme mesafesinde, sessiz sakin 4 yıldızlı bir otel. Romantik ve konsept bir hotel olması nedeniyle de bolca balayı çifti görebilmek mümkün.
11.00 Panteon’suz bir Roma, Ayasofya’sız bir İstanbul’a benzer
Roma’nın daracık ara sokaklar arasında gizlenen ama bir anda karşına çıkarak seni büyüleyen muhteşem bir güzelliği var: Panteon. Eğer Roma’ya kadar gelmiş ama Panteon’u görmeden geri dönmüşsen, kesinlikle Roma seyahatin eksik geçmiş demektir. Mimari tarzı ve havasıyla büyüleyen bu ‘Tanrıların Tapınağı’, tüm Roma yapıları içinde en iyi korunmuş olanı ve belki de dünyada, o dönemin en iyi korunmuş binası durumunda. Binayı ilginç kılan ise, üzerindeki kubbe. 43 Metre çapında ve betondan yapılmış. Takdir edersin ki, bu kadar geniş çaplı bir kubbenin o günün teknolojisiyle betondan yapılması bugün hala büyük bir soru işareti. İşte Panteon’u ilgi çekici kılan da bu. Mutlaka görülmeli, içerisindeki oturma alanlarında serin serin keyif yapılmalı.
13.00 Bozuk paralar hazırsa, çeşmeye doğru ilerleyelim
Çocukluğu, ekranlarda arkası dönük İtalya’da havalı bir yere bozuk para atan insanları izleyerek geçmiş bir nesil olarak, akla hemen bu çeşme o çeşme mi soruları geliyor elbette. Evet, bu çeşme o çeşme; Trevi Çeşmesi ya da bizdeki adıyla Aşk Çeşmesi. Gerçekten yakından görünce de aşık olunası, cepte bozukluk ne var ne yok feda edilesi güzellikte bir çeşme. Hatta çeşme yazarken ellerimiz titriyor, çeşme ötesi. Roma’da Poli Sarayı’nın bir kenarına Nicolò Salvi tarafından Klasik ve Barok karışımı olarak yapılmış ve üç ayrı yolun kesişiminde bulunduğu için Trevi adı verilmiş. Trevi Çeşmesi’ne şöyle bir bakınca, onlarca heykel ve detay görebilmek mümkün, ama detaylıca bakınca tüm bunların ‘Deniz’ temasıyla yapıldığını anlayabilirsin. Denizkabuğu şeklinde bir at arabası, arabayı çeken denizden çıkan kanatlı atlar ve arabada bulunan mitolojik deniz tanrısı bunları anlayabileceğin bir kaç detay. Eşsiz bir mimari! Bozuk para atarken heykellere değil de suya atmaya dikkat etmenizi hatırlatalım.
Not: Trevi Çeşmesi şu an tadilat halinde…
14.00 Bir pizza yiyelim artık
Pizza konusunda seçiciyiz ve en iyi pizzaların restoranlarda değil, pizzerialarda (pizzacı) olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla pizza bizim için kaliteli bir restoranda oturup yenilecek bir yemekten ziyade ayaküstü bir atıştırmalık. Bunun da en lezzetlisini çoğunlukla salaş yerlerde bulabiliyorsun. Onlardan bir tanesi, ve Roma’daki bizce en iyisi kesinlikle Pinsere Roma (Via Flavia, 98, 00187 Roma). Onlarca çeşit birbirinden leziz pizza dilimleri doysan da seni daha fazla yemeye mahkum bırakıyor. Söz veriyoruz, hayatında yediğin en harika pizzalar olacak.
15.00 Le Domus Romane di Palazzo Valentini
Roma’nın açık ara en iyi turlarından bir tanesi, inanılmaz keyifli ve multimedya desteğiyle görsel bir şölen sunuyor. Ücreti 13,5€ ama her bir avrosuna değiyor, nefes kesici! Rezervasyon yaptırmak ya da bileti internet aracılığıyla temin etmek çok mantıklı, aksi halde turlara katılamayabilirsin çünkü katılımcı sayısı 15 kişiyle sınırlı. Antik Roma hakkında yakından ve farklı bir deneyim yaşamak için ideal.
17.00 Papalık Kürsüsü: Arcibasilica di San Giovanni in Laterano
Arcibasilica di San Giovanni in Laterano, Roma’da Papalık Kürsüsü’nün bulunduğu bir kilise. Etkileyici mimarisi, birçok resim ve heykel ile donanmış bu yapı aslında Roma’nın en önemli durak noktalarından bir tanesi. Hristiyanlığı tanımak ve biraz fikir sahibi olmak için ideal bir yer. İçeriye girerken şort ya da kolsuz bir tişört giymek yasak, girişte verilen şalları almanız gerekiyor. Kilise, Papa’nın Kilisesi olarak da bilinen bir yer.
18.00 Biraz kaybolun ve alışveriş yapın
Centro Storico, Roma’nın tarihsel eski kent merkezi olarak geçiyor ve birbirinden güzel rengarenk ve bakımlı sokakların yer aldığı bölge olarak biliniyor. Burada yer alan tarihi ya da modern mağazalardan alışveriş yapabilir, şık restoranlarda leziz yemekler yiyebilirsin. Ayrıca sokaklar, kaybolmak için ideal. Haritanı kapatarak, kendini Roma’ya ve eşsiz güzelliklerine teslim edebilirsin. Çünkü tüm sokaklar seni eninde sonunda şu ana kadar gezdiğin tarihi yapılardan birine ulaştıracak!
20.00 Salaşlığın dibine vurun: I Vicini Bistrot
Ufacık bir dükkan hayal et ve burayı şarap, et ve peynirle donatarak bir bistroya dönüştür. İşte I Vicini Bistrot (Via Di Torre Argentina 70)! Sadece 6 masası var ve çoğu zaman yer bulmak zor olabiliyor, ama burada keyif yapmak için her şeye değer! Jambon, enfes peynirler, leziz mi leziz focaccialar ve mozarella ile süsledikleri olağanüstü tabaklar, harika bir yaratıcılık örneği. Sıcacık atmosferi, mütevazi görüntüsü ve leziz şarapları ise 36 saatlik Roma turunu sonlandırmak için ideal.
güzel çeviri. telif hakkını naptınız ?
Merhaba Rıfat!
Yazının telif hakkı bize ait ve çeviri bir yazı değildir, aksine tarafımdan yurtdışındaki tüm benzerleri incelenerek/okunarak özenle farklı yazılmaya çalışıldı. Yazı içerisinde önerdiğim mekanların tümü 2014 yılı Eylül-Ekim aylarında yaptığım Interrail Seyahati sırasında Roma’da geçirdiğim 3 güne ve önceki Roma seyahatlerime dayanıyor. Diğer ’36 Saat’ yazılarında da olduğu gibi, tüm bu deneyimlerimi 36 saate sığdırarak aslında büyük ve popüler şehirleri bile kısa zamanlarda gezmenin mümkün olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Tekrar söylüyorum bu dahil hiçbir yazım çeviri değil, yazdığın yorumun yazıyla uzaktan yakından alakası olmadığını düşünüyorum hatta yorumunun benim için bir hakaret olduğunu belirtmek isterim; sen kimsin dersen de daha önce burada ya da kendi sitemde yazdığım tüm yazılara Google’dan bakabilirsin.
Daha önce Romayı defalarca gömüş birisi olarak yazınız çok hoşuma gitti. Sadece et ürünlerinin (Görsellerdeki ) prosciutto (Domuz salamı ) olduğunu belirtmekte fayda var diye düşünüyorum. Bu konuda hassas kişileri bilgilendirme adına.
Selamlarımla.
yazın roma da 4 gün geçireceğiz. Bu güzel inceleme güzel bir şarap kıvamında olmuş. Çok aydınlatıcı . Teşekkürler.
yazınızın bazı bolumleri ve resimler daha once okudugum yabancı bloglardan alınmıs gibi gorunuyor.
Ayrıca belirtmek fayda var ki Trevi cesmesi gecen sene hazirandan beri tadilatta ve koydugunuz resimdeki manzara ne yazık ki yok!! Tadilat 30 haziran 2015 tarihinde bitecek gibi ama emin degil.
Esra merhaba,
Mertcan’ın da daha önce belirttiği gibi yazıdaki tüm öneriler yazarın deneyimleri doğrultusunda kaleme alındı.Resimler konusunda ise bazen halka açık-telifsiz fotoğraflardan faydalanabiliyoruz. Tabi ki ortak noktalar olacak, bazı yerler ya da yapılması gereken şeyler Roma ziyaretleri için herkes tarafından önerilen ve bilinen yerler-bundan kaçış yok. Trevi Çeşmesi ile ilgili uyarın için teşekkür ederiz. Şimdi yazıya not olarak düşüyoruz. Görüşmek üzere!