Aslında insan yakınını göremez diye bildiğimiz bir laf vardır ya, Kıbrıs benim için bu tanıma en uygun yerlerden biriydi. Gitmeden önce bu güzel adayı tanımlayabildiğim 3 kelime vardı: Alkol, Askerlik ve Kumar. Fakat aslında başka bir Kıbrıs seyahati mümkün!
Havalar daha fazla ısınmadan gitmeyi önerdiğim Kıbrıs’ın başkenti Lefkoşa’da bir gününüzü nasıl geçirebileceğinizi derledik.
Yemek
Mutlu seyahat karın tokluğundan geçer. Gerçekten bu doğru bir çıkarım. Yeni bir şehri keşfetmeye başladığımda ulaşmak istediğim ilk şey güzel bir yemek oluyor. Lefkoşa bu konuda gördüğüm en iyi şehirlerden biri, tartışmasız. Sabah kalktınız, haliyle açsınız. Havalimanına iner inmez karşınıza çıkan hellim peynirinde aklınız kaldı… O zaman sizi en iyi “Hamur” paklar. Daha çok hamur işlerinin yapıldığı bu salaş mekan kahvaltı için tartışmasız şehrin en iyisi.
Henüz kahvaltısı bitmeden öğle yemeğini kafasında kurgulayan insanlardan biri de siz olabilirsiniz. Bu kişi tam olarak beni yansıtmasa da arkadaşlarımın içerisinde birkaçı gerçekten bu şekilde geziyor. Pazar günleri kapalı olan “Hamburg” öğlen için en ideal yer. Hamburgere kim “hayır” diyebilir?
Öncelikle akşam yemeği için bu paragrafı ciddiye alsanız iyi edersiniz. Şimdi anlatacaklarım aslında bir sır. Gerçekten! Lefkoşa’ya ilk gittiğimde akşam yemeği için El Sabor adında bir İtalyan-İspanyol restaurantına gitmiştik. Ve ister inanın ister inanmayın fakat tam bir yıl sonra Kuzey Kıbrıs’a tekrar gitmemin tek nedeni El Sabor oldu. Arkadaşımla beraber söylediğimiz 3 ara sıcak, 2 ana yemek ve bir şişe sangria üzerine tatlı yemiştik. Ödediğimiz fiyat 100 TL civarıydı. Şunu söyleyebilirim o kalitede, o porsiyonlardaki herhangi bir yemeği (deniz ürünü, et ve alkol) ülkemizde 200 liradan aşağıya yiyebileceğini düşünmüyorum. Hayatımda tadına baktığım her şeyden bu kadar zevk aldığım herhangi bir başka restaurant olmadı. El Sabor gidin. Beğenmezseniz hesabı ben ödeyeceğim. Söz!
Geceyi barda noktalamak isteyenler için en doğru adres Cadı’nın Evi! Kıbrıs’ın en dolu barı olduğunu söyleyebilirim. Alternatif için tam da Cadı’nın Evi’nin yanında İstanbul’dan bildiğimiz “Ses” var. Biranın mekanda 6 TL olduğunu bilmenizi isterim. ☺
Gezilecek Yerler
Doğruya doğru, gezilecek yerlerin hepsinin benzerini Türkiye’nin herhangi bir şehrinde görmüş olabilirsiniz. Yine de Lefkoşa’nın kendisine ait önemli noktaları var ve buralara gitmemezlik olmaz.
Bunların başında çok da alışık olmadığımız Gotik mimariyle yapılan kiliseden sonra camiye dönüştürülen Selimiye Camii var. Gotik mimarisinin her yapıya çok yakıştığını düşünen biri olarak, bu caminin de beni etkilediğini söyleyebilirim.
Bir farklı mimariye sahip yapı ise İngilizler’den kalma “The British Colonial Law Courts”, mahkeme salonunun bu kadar güzelini görmemiş olma ihtimaliniz var.
Savaşın izlerini görmek, Güney Kıbrıs’ı görebilmek ve Lefkoşa’nın en önemli mahallelerinden biri olan Arabahmet bence görülmeye en değer noktalardan biri.
Savaş demişken… Hiç şüphesiz hiçbir zaman anlamayacağım tek konu, insanlığın paylaşımsızlığı. Bir ülke neden savaşır, neden bir insanın değeri herhangi bir topraktan veya dinden daha değerlidir bunu anlamayacağım. Bir kayıp/acı kapatılabilir mi, bilmiyorum.
Yakın tarihimizin en önemli olaylarından biri şüphesiz Kıbrıs Barış Harekatı. Bu konuda ne kadar cahil olduğumu Lefkoşa’da öğrendim. Bireylerin, kendi ve devletlerinin çıkarları için nasıl canavara dönüşeceğini gördüm. Milli Mücadele Müzesi’ni gezerken garip duygulara kapıldım. Kesinlikle burayı görmelisiniz. Yalnız naçizane fikrim, burası sizin başkalarına karşı bakış açınızda agresiflik ve sinir yaratacaksa gitmeyin. İnsanlığın buna ihtiyacı yok!
Ulaşım
Havaalanından belli aralıklarla Lefkoşa’ya Kibhaş var. Yol yaklaşık 30 dakika sürüyor. Sizi şehrin en merkezi noktası olan Girne Kapısı’nda indiriyorlar.
Şehrin içinde ise herhangi bir araca gerek yok. Ulaşım için tek seçenek ayaklarınız gibi gözüküyor. ☺
Diğer şehirlere aralıklarla dolmuş var. Fakat kalabalık bir grupsanız araba kiralamak en ucuz çözüm. Benzin ucuz. Tek tehlike trafik tersten akıyor, İngiltere usulü.
Konaklama
Lefkoşa benim kendimi en güvende hissettiğim yerlerden biri. Şehir çoğu Avrupa ülkesine kıyasla gelişmemiş gibi gözükse de insanların beyni tam tersi şekilde ferahlıktan yana. En ara, en karanlık sokaklarına gecenin bir vaktinde girdim. Ne bir laf atan oldu, ne de yanıma gelen.
Size önerim şehrin en güzel butik oteli olan, Cypriot Swallow Boutique Hotel. Konumuna aldanmayın. Oldukça rahat ve merkezi bir yer.
Bu yazı da ilginizi çekebilir: