Başlangıç Noktası: Las Ramblas
Barselona denince herkesin gözün önüne gelen resim muhtemelen Las Ramblas caddesine ait. Yaklaşık 1.2 km boyunca uzanan bulvarın başlangıç noktası Plaza Catalunya. Las Ramblas’tan Port Vell’e doğru yürürken sağınızda kalan bölge Barri Gòtic solunuzda kalan bölge ise El Raval. Cadde boyunca sokak sanatçıları, hediyelik eşya satan dükkanlar ve kafeler size eşlik ediyor.
Las Ramblas üstünde bulunan St. Josep La Boqueria kesinlikle uğranılması gereken bir nokta. İçerisinde taze meyvelerden, lezzetli peynirlere; şarküteri etlerinden tapaslara yenilecek bir sürü seçenek olan yemek pazarına mutlaka göz atın.
Daha önce görmediğiniz enteresan meyvelerle karşılaşabilirsiniz 🙂
Barri Gòtic’de Orta Çağ’a Yolculuk
Barselona’nın en eski mahallesi adından anlaşılacağı üzere Barri Gotic. Las Ramblas ve Via Laietana arasında kalan Gotik bölgesinin daracık sokakları ve etkileyici mimarisiyle zamanda yolculuk yaptığınızı düşünebilirsiniz. Gelmişken 13 yüzyıldan kalma Santa Eulalia Katedral’ini gezmenizi öneririm.
Katedralin avlusunda 13 yaşında öldürülen Santa Eulalia’nın anısına beslenen 13 kaz ve kazlar için inşa edilen havuz bulunuyor. Barselona’nın belki de en huzurlu yerlerinden biri burası.
Yorulduğunuzda bölgenin meşhur meydanlarında soluklanmak için birçok seçeneğiniz olacak. Plaza Reial bu meydanların en büyük ve popüler olanlarından. Oturun, bir bira söyleyip etrafı izleyin. Tüm yorgunluğunuzu bir anda uçup gidecek.
Barri Gotic’e gelmişken uğramanızı önereceğim bir yer daha var! Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz çikolatacıyı kaçırmayın. Enva i çeşit çikolata var; wasabili, yeşil çaylı…
El Born’da Keyifli Bir Öğleden Sonra
Barselona’nın en popüler mahallerinden biri olan El Born’da yapılacak çok şey var. Via Laietana ve Barceloneta plajı arasındaki mahalleye Barceloneta ve Jaume 1 metro duraklarından ulaşabilirsiniz. Tabi popüler La Ramblas bulvarından yürüyerek sadece 10 dakika olduğunu da hatırlatalım.
El Born’un belki de en çok ziyaret edilen mekanı Picasso Müzesi. Avrupa’daki en büyük Picasso koleksiyonuna sahip olan müzeye girebilmek için, biraz sabırlı olmanız gerekiyor özellikle de yaz aylarında. Orta Çağ’a ait mimarisinin yanında El Born’un kalabalıkları kendine çeken başka bir hoşluğu ise sıra sıra dizilmiş cafeler, barlar ve butikler.
Tapas denince akla gelen en lezzetli iki durak da El Born’da bulunuyor. Birincisi El Xampanyet. 1929 yılından beri hizmet veren mekan ayaküstü yenecek tapaslar ve hızla içilecek cavalar için ideal. Yer bulmak oldukça zor, günün belli saatlerinde de kapalı ama beklemeye değer!
El Born’da yemek yenmesi gereken diğer durak ise Cal Peps. Yerellerin de favorisi olan mekan taze deniz ürünleriyle yaptıkları tapasları servis ediyor. Tabi ki burada da yer bulmak oldukça zor ama gerçek bir Barselona deneyimi için şansınızı denemenizi öneririm. Bunun dışında eğer hediye almanız gereken birileri varsa Happy Pills isimli rengarenk şekerci tam aradığınız şey olabilir. İlaç kutusuna benzer şişelerde satılan renkli şekerlerin mutluluk garantisi var!
Şehrin Diğer Yüzü: Raval
Las Ramblas’ın sağ tarafında kalan bölge ise El Raval. Yakın bir zamana kadar şehrin çok da tekin olmayan bir bölgesi olarak kabul edilen El Raval’ın kendine ait bir ruhu olduğunu kimse yadırgayamaz. Birçok bar, butik, ikinci el dükkanı ve galeriye ev sahipliği yapan bölgenin en popüler mekanı Barselona Modern Sanat Müzesi (MACBA).
El Raval civarında yemek yenilecek bir yer arıyorsanız önerim Bar Cañete. Açık mutfağı çevreleyen bara oturup, leziz tapasların nasıl yapıldığını görebilir, şeflerle konuşabilirsiniz. Özellikle deneyin diyeceğim bir yemek Endülüs usulü kızarmış ballı patlıcan. Yanında da leziz bir cava…
Barselona’nın Cihangir’i :Gracia
Gittiği şehirleri kendi şehri üzerinden anlamaya çalışan biriyseniz ve İstanbul’da yaşıyorsanız Gracia tanımım size çok şey anlatabilir. Gracia Barselona’nın Cihangir’i. Neden mi? Daha çok sanatçıların yaşadığı, kafelerle dolu nispeten sakin bir bölge de ondan.
Gracia’nın ünlü bir diğer noktası ise Park Güell. Eusebi Güell tarafından Gaudi’ye Barselona’nın zengin ailelerinin yaşaması için yaptırılan parkı gezerken Gaudi’nin hayal dünyasına ve zekasına hayran kalmamak mümkün değil. Doğadan ilham alan tasarımlarıyla tanınan Gaudi’nin eserini görmeden Barselona gezinizi tamamlamayın.
Eğer Barselona’ya Ağustos ayında gittiyseniz sizi güzel bir sürpriz bekliyor. Gracia’da her yıl düzenlenen festival, yerel sanatçıların mahalleyi rengarenk ışıklar ve heykellerle donattığı keyifli bir deneyim.
Gaudi İçin Eixample
Şehrin nispeten yeni bir bölgesi olan Eixample, Plaça Catalunya’dan Gracia’ya kadar uzanan bölgenin adı. Passeig de Gracia bulvarı, mahalleyi ikiye bölüyor diyebiliriz. 19. yüzyılda inşa edilen mahalle, simetri ve düzenin kitabını yazan mühendis Cerdes’in elinden çıkma. Şu anda şehrin üst sınıf bir bölgesi olarak bilinen Eixample’da lüks markaların dükkanlarına, Barselona’nın en önemli art nouveau eserleri eşlik ediyor. Ayrıca Gaudi’nin en dikkat çeken yapılarından üçü de bu bölgede.
1906-1912 yılları arasında inşa edilen La Pedrera, Gaudi’nin devlet ya da kilise için yapmadığı son iş. Şu anda sergiler ve diğer kültürel aktiviteler için de kullanılan modern bina zamanında birçok tartışmanın merkezinde de olsa, Gaudi’ye özgü estetiğiyle nefes kesiyor.
1904-1906 yılları arasında inşaatı tamamlanan Casa Batlló’nun Passeig de Gracia’ya bakan cephesini fark etmemek mümkün değil. Eşi benzeri görülmemiş ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan tasarımıyla Casa Batlló’yu gezerken başka bir boyuta ışınlandığınızı düşünebilirsiniz.
Barcelona’nın inşaatı 1882 yılından beri süren katedrali La Sagrada Família’nın bu kadar uzun zamanda inşa edilmesiyle ilgili Gaudi müşterimin acelesi yok diyerek konuyu kapatıyormuş. Şu anda %70’i tamamlanan katedral Barselona’nın simgelerinden biri oldu.