
Ağustos ayında çağımızın en meşhur sokak sanatçısı Banksy doğup büyüdüğü şehir Bristol’un 30 dakika uzağındaki küçük sahil kasabası Weston Super Mare’de 27 Eylül’e kadar açık kalacak bir tema parkı açacağını duyurdu. Online satışa çıkan biletlerin anında tükendiği bu etkinliğe bilet bulmuşken gitmemek olmazdı. 20 maddede Banksy’nin Dismaland’ini hep beraber tanıyalım.
Distopik Disneyland olarak basına yansıyan proje aslında pek de çocuklara uygun bir tema park değil. Banksy kasvetli ve mutsuz bir dünya vadediyor.
Dismaland 1 ay boyunca açık kalabilecek bir proje, çünkü park artık kullanılmayan eski bir açıkhava havuzunun üzerine kurulmuş durumda ve otoritelerden hava şartları nedeniyle Eylül sonuna kadar izin alınabilmiş.
Banksy Dismaland’i sanat, eğlence ve giriş seviyesinde anarşinin kombinasyonu olarak tanımlıyor.
Dismaland distopik bir Disneyland gibi görünse de aslında bundan çok daha fazlasını vadediyor. Çünkü park Banksy’nin fikri olmasına rağmen 58 farklı sanatçının işlerini barındırıyor.
Banksy bu isinde sokak sanatçısı olarak değil çağdaş sanatçı ve küratör olarak yer alıyor. 60 sanatçıya teker teker kendi mail atan sanatçı, sadece iki kişiden ret aldığını söylüyor.
Çalışanlar ayni zamanda performans sanatçısı gibi davranıyorlar. Kaba, mutsuz ve memnuniyetsiz olmak parkta çalışmak için ön koşul.
Parkta gülümsemek yasak, eğer mutlu insanlar görürlerse katı gülümsememe kuralı hemen size hatırlatılıyor.
Parkta günümüzün önemli sanatçılarının da islerini görmek mümkün. Birçoğu muhalif sanatçılardan oluşuyor. İlginç ayrıntılardan biri de, İsrail ve Filistinli sanatçıların işlerinin yan yana yer alması.
Jenny Holzer’in büyük projeksiyonlarla yansıttığı sarkastik ve düşündürücü cümleleri her 5 dakikada bir 8 yaşında bir kız çocuğu tarafından müzik yayını kesilerek okunuyor. Görsel deneyim işitsel olarak da destekleniyor.
Dismaland’de isleri bulunan en ünlü artist Damien Hirst olmasına rağmen, Banksy özellikle onun ön plana çıkmasını istemiyor. Röportajlarında Hirst’in ismini parka ün katmak için dahil etmediğini sadece burada yer alan işinden çok etkilendiğini ve konseptin bir parçası olması gerektiğini söylüyor.
Jimmy Cauty’nin 3000 minyatür polisinin yer aldığı ve post- apokaliptik bir dünyanın canlandırıldığı “Aftermath Displacement Principle” işi Dismaland’de yer alan en önemli eserlerden biri ve özel ilgiyi hakkediyor.
Parkın içinde büyük bir ekran var ve burada özenle seçilmiş kısa filmler gün boyunca gösteriliyor. Önündeki plaj sandalyelerinde dinlenirken, bu önemli seçkiyi de izlemek mümkün.
Banksy’nin Cinderella’sını görmek için tamamen karanlık kaleye girmek gerekiyor. Sadece paparazzilerden gelen flaş ışıklarının aydınlattığı ters dönmüş at arabasını gördüğünüzde çocukluk hayallerinizi yok edebilecek gerçeklikte Cinderella’nın cansız bedeniyle karşılaşıyorsunuz.
Dismaland’e girebilmek için biletiniz olmasına rağmen en az bir saat kuyrukta beklemeyi göze almanız lazım. Parkın içinde de kuyruk çilesi bitmiyor. Her kapalı Alana girmek en az 20 dakikalık kuyruklarda bekledikten sonra mümkün olabiliyor.
Dismaland’e katılacak işleri bir manifesto altında toplamış Banksy, Anti-kapitalist bu manifesto parkta satılan rehber içinde bulunabiliyor.
Akşamları da aktif olan Dismaland, sahnesinde dünyaca ünlü Massive Attack’den tutun da ünlü komedyenlerin şovlarına ev sahipliği yapıyor.
Parkın tanıtımı için bir de reklam filmi çekildi. İçerdi yer alan birçok eser bu reklam filminde kısaca da olsa görülebiliyor.
Parkın çıkışında Banksy’nin belgeseli “Exit through giftshop”a atıfta bulunan tabelaları görmek mümkün, ve tabi ki çıkışlar hediye dükkânından yapılıyor.
Dismaland hediye dükkânından isterseniz bir tişört ya da “ben bir embesilim” yazılı balonlardan alabilirsiniz.
Banksy bir daha böyle bir tema parkı açıp açmayacağı sorularını yanıtsız bırakıyor. Yani hala vaktiniz varsa Dismaland’in son günlerini kaçırmayın.
*Gizem Ekiz Dublin’de yaşıyor ve www.DublinPreview.com ‘da Dublin deneyimlerini paylaşıyor